facebook-icongoogle-iconinstagram-iconpinterest-iconyoutube-icon



444 0 714

5 Soruda Dış Gebelik

Dış gebelik nedir?

Yumurta ve spermin birleşmesiyle oluşan embriyonun normalde yerleşmesi gereken yer olan rahim içine değil de, rahmin dışındaki farklı bir bölgeye yerleşmesiyle gelişen gebeliktir.
Rahimin dışında embriyonun %95 oranında yerleştiği yer tüpler olarak karşımıza çıkar .Kalan yüzde 5 yumurtalıklarda , rahim ağzında, karın içi organlarda yerleşebilir.
Normalde embriyo rahime yerleşip büyüdüğünde rahim de büyüyerek ona güvenli bir ortam yaratır. Normal yerinde olmayan embriyo ise büyüdükçe tüplerin yırtılmasına yol açar ve şiddetli karın içi kanamaya neden olarak anne hayatını tehlikeye sokabilir.
Günümüzde tanı yöntemlerinin ilerlemesi ve gebeliklerin erken dönemde teşhis edilmesiyle dış gebeliklerde hayati tehlike gösteren tablolar oluşmadan tedavi edilmektedir.
Çeşitli risk faktörleriyle birlikte değişmekle birlikte dış gebelik görülme oranı %1-2 dir.

Dış gebeliğe neler sebep olur?

Tüplerin fonksiyonlarını etkileme potansiyeline sahip olan genital enfeksiyonlar, tüplerden spermin sağlıklı geçişini engelleyerek dış gebeliğe neden olabilir.
Rahim içi araç (spiral) kullanımı dış gebelik riskini arttırır. Spiral kullanan bayanların adet gecikmesi olursa gebelik testi yapması ve pozitiflik durumunda dış gebelik olasılığı için geç kalmadan doktora başvurması önemlidir.
Sigara kullanımı risk faktörüdür, özellikle günde 1 paketten fazla sigara içen kadınlarda risk 3-4 kat artmıştır.
İleri yaş gebeliklerde özellikle 40 yaş üzerinde risk artar.
Endometriozis ve geçirilmiş 'kadın üreme organlarının ameliyatları’ tüplerde yapışıklığa yol açmışsa dış gebelik görülebilir.
Daha önce üç veya daha fazla kendiliğinden düşük yada kürtajla rahime müdahale yapılmış kadınlarda risk artar.
Tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme teknikleriyle olan gebeliklerde risk artmıştır.
En büyük risk faktörü daha önce dış gebelik geçirmiş olmaktır.
Özellikle bu risk faktörlerini taşıyan kadınlar gebe kaldığında çok erken dönemde doktora başvurmalıdır.

Hangi durumlarda dış gebelikten şüphelenmeliyiz?

Kadınların gebelik için doktora daha erken dönemde başvurmasıyla çoğu hasta şikayetleri başlamadan tanı konularak tedavi edilebilir. Şikayetler  başlangıçta çok belirgin değildir.
Hastalarda normal gebeliklerde de olabilen memelerde hassasiyet artışı, bulantı,sık idrara çıkma , alt karın ağrısı, lekelenme şeklinde kanamalar olabilir. Özellikle tek taraflı kasık ağrısı önemlidir,  karın içine kanama gerçekleşmişse şiddetli karın ağrısı yanında nefes alma sırasında omuz ağrısı, baş dönmesi,baygınlık gibi bulgular olabilir.

Nasıl tanı koyarız?

Dış gebelik henüz tüpte hasar meydana gelmesine neden olmamış, kanamaya sebebiyet vermemişse, erken dönemde tespiti çok kolay olmayacaktır.
Kanda gebelik testi (beta hCG) yapıldıktan ve gebelik olduğu anlaşıldıktan sonra gebelik kesesinin ultrasonda görülebilir olması için belli bir düzeye gelmesi gerekir. En erken olarak Beta hCG düzeyi yaklaşık 1000-2000 düzeyine çıktığında vajınal ultrasonla gebelik kesesini görebiliriz. Karından ultrasonla gebelik kesesini görmek için beta hCG düzeyinin yaklaşık 4000-5000 düzeyine çıkması gerekir. Bu yaklaşık 4-5 haftalık bir gebelik olduğu anlamına gelir ve gebelik kesesi ancak görülebilir düzeye gelmiştir.
Gebelik kesesinin henüz görülemediği erken dönemlerde iki günde bir beta hCG testi yapılarak anlamlı bir artış olup olmadığı takip edilmelidir. İdeali 48 saatte bir iki katına çıkması, en az %50-60 civarında artmasıdır. Bu artış yoksa dış gebelikten şüphelenilir ve en erken dönemde tanı konulmuş olur, tedaviye erken başlanır.
Kese rahim içinde görüldükten sonra artık dış gebelik şüphesi ortadan kalkar. Kanda beta hCG yükseldiği halde hala ultrasonda rahimin içinde kese görülmemesi yada tüplerde gebelik kesesi görülmesiyle kesin tanı konulur.

Tedavi yöntemleri nelerdir ?

Dış gebelik tedavisinde, hastalığın düzeyi ve hastanın durumu dikkate alınarak tedavi uygulaması yapılır.Tedavi ilaç yada ameliyat ile olabilir.
Ultrasonda karın içinde sıvı varlığı,  kan sayımında düşmeler, tansiyon düşüklüğü, nabız artışı, baygınlık gibi bulgular karın içine kanama olduğunu gösterir ve bunlar  varsa tek seçenek ameliyattır. Ameliyat duruma göre laporoskopik ( kamerayla karın içinin değerlendirilmesiyle ) yada açık olarak (sezaryan kesisi gibi bir kesiyle ) gerçekleştirilir. Ameliyat sırasında tüpteki yırtılma ve  hasar değerlendirilir. Hasar ileri düzeydeyse tüpün alınması gerekebilir,  ileri derecede değilse tüp alınmadan onarım yapılabilir.
Erken dönemde, tüp ciddi bir hasar almadan, iç kanama gerçekleşmeden teşhis konulmuşsa, ameliyat tercih edilmez. Bu durumda 'metotreksat' isimli kemoterapi ilacından destek alınır. İlaç tedavisi sırasında da iç kanama gelişebilir bu durumda acil ameliyat gündeme gelir.Kanama gelişmesi riskine karşı, ilaç tedavisi esnasında hasta sıkı bir takibe alınır. Kan sayımı karaciğer , böbrek fonksiyonlarına ek olarak, Beta hCG ölçümlerine bakılır. Tek doz ilaçtan bir hafta sonra beta hCG de düşme beklenir. İlaç tedavinin başarısı yüksektir , risklerine rağmen ilk seçenektir çünkü hastayı ameliyattan ve tüpünü kaybetmekten kurtarır.

Sonuç olarak:

Adet gecikmesi olup gebelik testi pozitif çıktığında doktor muayenesi ertelenmemelidir.
Kanda beta hCG yükselişinin düzenli olup olmadığı takip edilip en kısa zamanda ultrasonda gebelik kesesinin yeri görülerek dış gebeliğin erken tanısı konulmuş olur.
Böylelikle karın içine kanama ve acil şartlarda ameliyata alınarak tüpünü kaybetme gibi kötü sonuçlarla karşılaşılmaz.