facebook-icongoogle-iconinstagram-iconpinterest-iconyoutube-icon



444 0 714

Vajinal Doğum Hakkında Merak Ettikleriniz

VAJİNAL DOĞUM HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ

Vajinal doğum nedir?

Yaygın kullanılan adıyla normal doğum rahim kasılmaları ile beraber rahim ağzının açılması ve bebeğin vajinal yoldan doğmasıdır.
Doğum için düzenli rahim kasılmalarının başlaması, rahim ağzında giderek açılma olması, bebeğin başının giderek aşağı inmesi gerekir.
Gebelikle ilgili her şey yolunda ise kendiliğinden doğumun başlaması tercih edilir. 40.gebelik haftasına kadar doğumun başlamadığı durumlarda riskler göz önünde bulundurarak daha sıkı takiplerle 41. haftaya kadar beklenebilir.
Doğum yine de kendiliğinden başlamazsa suni sancı ile başlatılabilir.

Doğumun başladığını gösteren belirtiler nelerdir?

Düzenli kasılmalar (sancı başlaması) ;

Rahim isteğimiz dışında kasılıp gevşeyen kaslardan oluşan bir organdır .
Kasılmayı başlatmak yada durdurmak kişinin kontrolünde değildir. Kasılma sırasında karında sertleşme ve kasıklarda, karında ağrı olur. Rahimin kasılması demek annenin sancı duyması demektir. Sancı kelimesi gereksiz bir doğum korkusu yaratabileceği için kasılma kelimesini kullanmak daha uygundur. Bu kasılmanın şiddeti giderek artar, bir tepe noktaya ulaşır ve sonra gevşeme olur. Bu kasılma ve gevşemenin ardından ikinci bir kasılmanın geliş süresi giderek sıklaşır.
Gebeliğin son haftalarında vücudun doğuma hazırlığı anlamına gelen yalancı ağrılar yaşanır. Yalancı doğum kasılması ile gerçek doğum kasılması farkları şunlardır;

Yalancı doğum kasılmaları;

Gün içinde birkaç kez gelir, düzensizdir.
Çok kısadır ,hafiftir, sıklığı ve şiddeti artmaz.
İstirahat yada biraz egzersizle geçer.
Bu durum günlerce hatta haftalarca devam edebilir.
Hastaneye gitmeyi gerektirmez. Çünkü bu kasılmaların rahim ağzını doğuma yetecek kadar açması ve bebeğe itici güç uygulayabilmesi için güçlü ve düzenli olması gerekir.

Gerçek doğum kasılmaları ;

Düzenli aralıklarla gelir.
Önceleri seyrektir, giderek sıklaşır ve şiddeti artar.
Kasılma sıklığının 10 dakikada 1’in altına inmesi, başka bir deyişle 30 dakikada en az 3 kasılma olması düzenli olduğunu gösterir ve hastaneye gitmeyi gerektirir.
Yatmakla, dinlenmekle, yürümekle, egzersizle geçmez.
Kasılma süresi daha uzundur, yaklaşık 30-60 saniye sürer.
Rahim ağzında açılmayı sağlar, bebek için itici güç oluşturur.

Su gelişi;

Doğumun başlaması bazen kasılma olmadan yada sıklaşamadan su gelişi ile olabilir.
Amniyon sıvısı berrak, açık sarı- beyaz renkte, içinde minik partiküller olan, kokusuz bir sıvıdır .
İdrar kaçırma ile karışabilir ama idrar kokmaması ve kontrolsüz gelmeye devam etmesiyle idrar olmadığı anlaşılabilir.
Su geldiğinde kordon sarkması, bebeğin eşinin ayrılması gibi hayati olabilecek anormal durumlar açısından hemen hastaneye başvurmak gerekir.
Hastanede yapılacak muayenede rahim ağzında açılma olup olmadığı, rahimde kasılma olup olmadığı değerlendirilir.
Yeterli kasılma yoksa , doğumun başlaması için belli bir süre beklenebilir. Genellikle su gelişi bir süre sonra rahim kasılmalarını uyarır ve doğumu başlatır.
Bu sırada bebeğin kalp atışları NST ile takip edilir, bebeği enfeksiyondan korumak için antibiyotik başlanır.
Bekleme sonucu doğal sancılar başlamamışsa suni sancı ile rahim kasılmalarını başlatmak uygun olur. Uzun süre beklemek anneyi ve bebeği enfeksiyon riskine sokarak pek çok olumsuz durumu beraberinde getirebilir.
NST de bebeğin kalp atışlarında düşüşler olması, amniyon suyuna bebeğin dışkısını (mekonyum ) yapmış olması , suni sancıya yanıt alınmaması gibi durumlarda sezaryene geçilebilir.

Kanama

Nişan gelmesi olarak bilinen durum rahim ağzını gebelik boyunca kapatan mukuslu bir tıkacın açılmasıdır. Çamaşırın hafifçe kirlenmesi yada tuvalette açık pembe kanlı sümüksü bir akıntı görülmesi şeklinde tarif edilir. Rahim ağzının doğuma hazırlandığını gösterir ve genellikle doğum başlayacağını işaret etse de bu birkaç gün içerisinde olmayabilir.
Tek başına nişan gelmesi yeterli kasılma yoksa doğumun başladığını göstermediği için kasılmalar sıklaşana kadar hastaneye başvurmayı gerektiren bir durum değildir.
Taze kırmızı , sümüksü olmayan, adet kanaması gibi bir kanama varsa rahim ağzının açıldığını yada plasenta ayrılması gibi anormal bir durumu işaret ediyor olabilir. Bu nedenle hemen hastaneye başvurmak gerekir.

Suni sancı hakkında merak edilenler;

Kendiliğinden doğum sancısının başlamadığı durumlarda doğumu başlatmak istediğimizde suni sancıya başvururuz.
Suni sancının en yaygın kullanılan şekli sentetik ‘oksitosin’ hormonudur. Oksitosin hormonu kadın vücudunda salgılandığında doğumu  ve süt salgısını başlatan , doğumdan sonra rahimi kasıp sertleştirerek doğum sonrası kanamayı durduran hormondur.
Damar yolundan verilen serumun içerisine koyulan sentetik oksitosin , doz ayarlı şekilde damlalar halinde başlanarak kontrollü olarak yavaş yavaş arttırılır. Belirli bir dozun üzerine çıkılamaz.
Daha seyrek kullanılan bir diğer suni sancı yöntemi ise vajene yerleştirilen ve vajinal damarlara yavaş yavaş kontrollü olarak doğumu başlatan bir madde olan ‘dinoproston’ salgılayarak etkisini gösteren şerit şeklinde bir ovuldur.
Uygulanan her iki yöntemle de kasılmalar başladıktan sonrası normal doğumdan farklı değildir fakat doğal başlayan doğuma göre bazı olumsuz durumlar daha sık görülebilir. Bunlar arasında bebeğin kalp atışlarının yavaşlaması yada doğumun ilerlememesi ile sezaryene geçiş gerekliliği, doğum sonu kanamanın daha fazla olması sayılabilir.

Doğum başladıktan  sonra bebeğin çıkışına kadar anneyi neler bekliyor?

Doğum kasılmaları başlayıp düzenli hal aldıktan sonra rahimin her kasılması bebek için itici etki gösterir ve rahim ağzının açılmasını sağlar. Doğum geri dönüşü olmayan gittikçe ilerleme gösteren bir süreçtir.
Bu ilerleme belli aralıklarla vajinal muayene yapılarak rahim ağzı açılması, bebeğin başının inişi ve başın duruşu kontrol edilerek anlaşılır. (Kasılma düzeyine göre saat başı yada iki saatte bir, sonlara doğru daha sık aralıklarla vajinal muayene gerekebilir).
Rahim ağzı açıklığı 4-5 cm olup kasılmalar kuvvetli ve düzenli bir hal aldığında eğer istenirse epidural anestezi yapılabilir ( Bu konuda detaylı bilgi için ağrısız doğum konusunu okuyabilirsiniz).
Genellikle kasılmalar sıklaşıp açılma arttıkça su kesesi kendiliğinden açılır ve su gelişi de başlar. Su kesesi kendiliğinden açılmazsa doğumu hızlandırmak için muayene sırasında doktor tarafından açılabilir. Bu annenin hissedeceği ağrılı bir işlem değildir.
Kasılmalar sırasında anne rahatlamak için duş alabilir, yürüyebilir yada rahat edeceği pozisyonlar alabilir. Örneğin el ve dizler üstünde köpek pozisyonunda durabilir, çömelebilir, diz üstü yatağa yaslanabilir, yan yatabilir, secde pozisyonu alabilir, plates topu üzerinde oturarak esneyebilir, ritmik olarak sallanabilir… gibi. (Bu konuda detaylı bilgi için vajinal doğum korkuları konusunu okuyabilirsiniz).
Rahim ağzı açıklığı 10 cm olduğunda açılma tamamlanmıştır yani bebeğin başının geçebileceği kadar açılma olmuştur.
Bundan sonra bebeğin baş seviyesi istediğimiz düzeye inene kadar anneden ıkınmasını isteriz.
Ikınmada anneden kasılma ile eş zamanlı olarak  derin bir nefes alıp , nefesin içeride tutması ve bütün gücüyle bebeği itmesi istenir, sancılar arasında derin nefes alıp vererek dinlenmesi , rahatlaması istenir.
Bu evre daha önce doğum yapmış olanlarda çok kısadır.İlk doğum yapanlarda 1 saate kadar uzayabilir. Epidural anestezi yapılmışsa ıkınma evresini yavaşlattığı için bu sürenin 2 saate kadar uzaması normal kabul edilir.
Bebek yeterince indiğinde doğum salonuna geçilir.
Doğum salonunda bebeğin doğum kanalından çıkışına kadar ıkınmaların devamı istenir, bu sırada kontrolsüz yırtıkları önlemek için bebek başı çıktıktan sonra ıkınmaya son verilip doktor tarafından bebeğin gövdesi doğurtulur.
Bebeğin çıkışı sırasında doktor gerek duyarsa vajen girişine epizyotomi dediğimiz bir kesi yapar. ( Detaylı bilgiyi yazının devamında bulabilirsiniz).
Bebek doğduktan sonra kordonu kesilir ve acil müdahale gerektiren bir durum yoksa hemen anne kucağına verilebilir.

Bebek doğduktan sonra doğum salonunda  anneyi neler bekliyor?

Bebek doğduktan sonra bebeğin eşi olarak bilinen plasentasının rahimde yapıştığı yerden ayrılarak doğması beklenir.
Doğumdan sonra genellikle 5-10 dakika, en fazla 30 dakika içerisinde plasenta ve zarlar da hiçbir müdahalede bulunulmadan rahimden dışarı atılır.
Bu sırada annenin yapacağı tek şey rahatlamaktır. Plasenta çıkışında ağrı duyulmaz, kendiliğinden doğar.
Nadiren plasenta beklemeye rağmen ayrılmaz yada ayrılsa da tam olarak çıkmaz içerde parçası kalırsa doktorun elle yada kürtaj aletleriyle müdahalesi gerekebilir (Bu konuda detaylı bilgi için vajinal doğumda anormal durumlar konusunu okuyabilirsiniz).
Annenin rahiminin setleşmesi ve kanama olmaması için rahim üzerine masaj yapıldıktan sonra doğum yolunda yırtılma olup olmadığı kontrol edilir. Varsa hasarlı bölge ve epizyotomi dikilmesinin ardından devam eden bir kanama olmadığı kontrol edilerek annenin müdahalesi tamamlanır.
Bu işlemler sırasında genellikle dikiş atılan yerlere lokal anestezi yada yapılmışsa epidural anestezi yeterli olur.  Nadiren hafif bir genel anesteziye gerek duyulabilir.

Bebek doğduktan sonra doğum salonunda bebeği neler bekliyor?

Annenin bebek çıktıktan sonraki işlemleri sürerken bebek ısıtılmış bir ortama alınarak ilk bakımları yapılır .
Ağzı burnu temizlenir, vücudu silinir, kurulanır.
Göbek bakımı yapılır.
Çocuk doktoru tarafından ilk  muayenesi yapılır , kalp atışları, solunumu, rengi ,ağlaması, aktivitesi, refleksleri değerlendirilir.
Kilosu, boyu , baş çevresi ölçülür.
Tüm yenidoğanlara hepatit B aşısı, K vitamini ve göz bakımı yapılır.
Anne ve bebek doğum salonundan birlikte çıkabilirler.

Bebek ne zaman anne yanına verilir?

Bebekler doğar doğmaz aranmaya başlarlar çünkü emme refleksleri anne karnında oluşmuştur . En kısa sürede anne ile bebeğin temasını sağlamak ve bebeği annenin memesiyle kavuşturmak gerekir.
Vajinal doğumlarda bebek doğar doğmaz anne kucağına verilebilir.
Annenin sütü hemen gelmeye başlar.

Doğumun kaç saat sürer?

Doğum sürecinin tamamını 4 faza ayırabiliriz.Bunlar;

  • Erken faz (başlangıç fazı)

---Kasılmaların  düzenli fakat seyrek ve hafif olduğu fazdır. Rahim ağzı açılmaya yeni başlamıştır. Başlangıçtan 3-4 cm açıklık olana kadarki zamandır.

--- İlk doğumlarda ortalama  6-7 saat sürer.

En fazla 20 saate kadar çıkabilir.

---Sonraki doğumlarda ortalama 4-5 saat sürer.

 En fazla 14 saate kadar çıkabilir.

---Bu nedenle doktor tarafından uygun görülürse,  ağrıların seyrek ve hafif olduğu bu fazı hastane yerine evde geçirilmesi düşünülebilir.

  • Aktif faz (hızlı açılma fazı)

---Kasılmalar sıklaşmıştır, 1-3 dakikada bir kasılma olur, süresi 60 saniye civarıdır, kuvvetli kasılmalardır. Rahim ağzı daha hızlı açılmaya devam eder ve 10 cm açıklık olduğunda açılma tamamlanmış demektir.

---İlk doğumlar için ortalama 4-5 saat , maksimum 11-12 saat sürebilir.

---Sonraki doğumlarda ortalama 2-3 saatte tam açıklığa ulaşılır, maksimum 5-6 saat sürer.

---Bu fazda saatlik rahim ağzı açılması , ilk doğumunu yapanlar için saatte en az 1 cm , sonraki doğumlarda saatte en az  1,5 cm olmalıdır. Daha hızlı da olabilir.

  • Doğum fazı ( bebeğin çıkış fazı)

---Açıklık 10 cm olduktan sonra bebeğin  doğumuna kadar geçen süredir. Annenin etkin ıkınması süre için en belirleyici faktörüdür.

---İlk doğumlarda  en fazla 1 saat içinde doğum gerçekleşir, nadiren 2 saatte kadar uzayabilir. Daha çok uzaması normal değildir.

---- Sonraki doğumlarda ortalama 20-30 dakikada doğum gerçekleşir, 1 saati geçmesi beklenmez.

---Epidural anestezi uygulanması bu evreyi 1 saat daha uzatabilir.

  • Plasentanın doğum fazı

---Bebek doğduktan sonra bebeğin eşi denilen plasentasının  doğumu ortalama 5-10 dakikada gerçekleşir. Bazen 30  dakikaya kadar uzayabilir, doğmazsa müdahale gerektirir.

  • Sonuç olarak doğum süresi herkes için farklı olmakla birlikte toplamda; İlk doğumu yapanlar için ortalama 10- 11 saat; sonraki doğumlar için ortalama 6 -7 saattir. Sonraki doğumlarda her doğumun bir öncekinden daha hızlı olması beklenir.

NST nedir? Ne işe yarar?

NST non stres test demektir.
Anne karnına, biri bebek kalp atışlarını, diğeri rahim kasılmalarını algılayan iki tane prob bağlanır. Kalp atış hızı ve kasılma sıklığı en az 15-20 dakika boyunca bir kağıda kayıt edilir.
Doğum gerçekleşene kadar aralıklarla anneye bu problar bağlanarak bebek kalp sesleri dinlenir . NST nin iyi olması  bebeğin doğum sürecinde iyi olduğu anlamına gelir.
Bebeğin kalp atış Hızı 120-160/dakika arası olmalıdır. Kalp atışlarında tekrarlayan yavaşlamalar, bebeğin streste olduğunu ve vajinal doğuma devam edilemeyeceği anlamını taşır. Bazen bebeğin çıkışına yakın ağrı ile eş zamanlı kalp hızı yavaşlamaları ya da anlık kısa süren yavaşlamalar normal kabul edilebilir.

Epizyotomi (doğum kesisi) nedir?

Hem bebeğin çıkımını kolaylaştırmak hem de annenin vajen ve dış genital organlarında istenmeyen yırtılmaların olmasını önlemek için vajina girişine yapılan kesidir.
Epizyotomi açılmasıyla bölgede kontrollü bir kesi yaratılarak esneme sağlanmış kontrolsüz yırtılmaların önüne geçilmiş olur. Çünkü bu kontrolsüz yırtıklar idrar borusu yada makata doğru uzama gösterirse ilerde idrar yada dışkı kontrolünü sağlayamama gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Her doğumda rutin uygulama değildir, gerekli olduğu durumlarda tercih edilir.
İlk doğumunu yapan kadınlarda vajina daha az elastik ve yırtılmaya müsait olduğu için epizyotomi uygulaması sıklıkla tercih edilmektedir.
Epizyotomi gerekip gerekmediği kararında annenin vajen çıkışının esnekliği, kaçıncı doğumu olduğu, ıkınmaların yeterliliği, bebeğin tahmini kilosu etkili olur.
Orta hatta makata doğru yada yana doğru açılabilir.
Orta hat epizyotomide daha az kanama, daha az ağrı ve daha hızlı iyileşme sağlanırken; ortadan yana doğru olan epizyotominin makat kaslarını yırtılmalardan daha iyi koruması en büyük artısıdır.
Epizyotomi hakkında yanlış bilinenler anne adaylarının normal doğumdan korkmasına neden olmaktadır.
Bu korku yersizdir çünkü;

-bu kesi sadece cilt ve cilt altı yağ ve bir miktar kas dokusu içerir yani çok derin değildir.

-ağrı sırasında ve uygulanmışsa epidural yada lokal anestezi eşliğinde açılır yani doğum ağrısı ve anestezinin etkisi bir araya geldiği için hissedilmez.

-5 cm civarı kısa bir kesidir.

-Doğum sırasında kendiliğinden oluşacak bir yırtığa göre  iyileşme daha hızlıdır.

Epizyotomi kendiliğinden eriyen dikiş materyali ile dikildiği için dikiş aldırmaya gerek yoktur. Genellikle çabuk iyileşir ve rahatsız edici iz kalmaz.
Komplikasyonları (anormal durumlar) ; Enfeksiyon riski düşükte olsa vardır. Morluk, şişme veya kanama görülebilir. Bu durumda genellikle dikiş üzerine baskı yapılması ve buz uygulması yeterli olur, olmazsa dikişlerin açılıp kanamanın temizlenmesi gerekebilir.
En sık görülen şikayet ağrıdır . Ağrı kesici yeterli olur.
Epizyotomi bakımı için doktor tarafından önerilen solüsyon, krem vs uygulanır. Dikişlerin kuru ve temiz tutulması, dışkı bulaştırılmaması önemlidir.
Pamuklu ped kullanılması ve sık değiştirilmesi faydalı olur.
Kabız olup dışkılama sırasında dikişleri zorlamamak için buna uygun beslenmek gerekir.

Taburcu olduktan sonra hangi durumlarda hastaneye başvurmak gerekir?

Dikişlerde aşırı ağrı veya gerginlik hissi, şişlik, morluk görünümü
Vajinal kanama miktarı fazla olması, (örneğin 2 saatte 1 pedden fazla)
Kanamanın açık kırmızı renk olması,
Akıntı da kötü bir koku olması
Ateş yüksekliği,
Karın ağrısı

Durumlarında hastaneye başvurmak gerekir.

Vajinal doğum avantajları:

En büyük avantaj annede iyileşmenin ve günlük hayata dönmenin daha hızlı olmasıdır bu nedenle bebekle daha rahat ilgilenebilir.
Anne ameliyat ortamında olmadığı için bebeğiyle birlikte odaya çıkabilir ve bebek-anne teması daha kısa sürede sağlanır..
Sancı çektikçe artan oksitosin sütün daha hızlı gelmesini sağlar.
Vajinal doğumda mecbur kalmadıkça genel anestezi kullanılmadığı için anne kendindedir ve anestezinin herhangi bir riskini taşımaz .
Epizyotomi dediğimiz doğum dikişi biraz ağrıya neden olsa da sezaryende olduğu kadar ağrı olmaz ve lohusalık daha rahat geçer.
Vajinal doğum ile doğan bebeklerde solunum problemleri daha az görülür çünkü bebek doğum kanalından geçerken uğradığı baskı, akciğerlerindeki amniyon suyunun atılmasına yol açar.
Bebek normal doğum esnasında doğum kanalından geçerken ağzı ile çeşitli bakterilere temas eder. Bu bakterilerin bebeğin bağışıklık sistemi için oldukça yararlı olduğuna dair çalışmalar vardır.
Bebeklerin küvöz bakımı ihityacı daha az olur.
Anne ve bebek hastanede daha kısa süre kalırlar böylece hastane enfeksiyonu riski azalmış olur.
Anne için çok büyük avantajlarından biri de sonraki doğumunu da vajinal yolla yapabilir ve genellikle sonraki doğumlar daha kolay  ve hızlı olur. Bu şekilde istediği sayıda çocuk sahibi olabilir.
Vajinal doğum sonrası enfeksiyon riski daha düşüktür.Genellikle koruyucu antibiyotik ihtıyacı olmaz.
Doğum sıradında yada sonrasında kanama oranı sezaryenden daha düşüktür. Ortalama 300-500 cc kadar kan kaybı olur.
Normal doğumdan vücudun normal şekline dönmesi sezaryene oranla daha hızlı olur ve egzersize başlamak daha kısa sürede mümkün olabilir.
Anne ölüm oranı 100 binde 6 civarıdır. Bu sezaryenden düşük bir orandır.

Vajinal doğum dezavantajları:

Bebeğin çıkmasına kadar her an yolunda gitmeyen bir durum yaşanıp sezaryene geçilebilir.
Özellikle ilk doğumlarda uzun saatler boyunca ağrı çekmek ve ıkınma aşaması anne için yıpratıcı ve yorucu olabilir.
Doğum süresinin uzaması , bebeğin çıkımda uzun süre kalması, kordon yada plasenta ile ilgili beklenmeyen anormal durumlar yaşanıp bebeğin oksijensiz kalması söz konusu olabilir.
Doğum sırasında bebeğin geçtiği doğum yolunda yırtıklar oluşabilir, zamanla vajen kaslarında gevşeme  Cinsel hayat olumsuz etkilenebilir. Yaşlılıkta rahim sarkması yaşanabilir. idrar torbasında sarkıklık sonucunda idrar kaçırma problemleri olabilir. Bu durumlar kişinin kas ve bağ dokusu yapısal olarak zayıfsa,  çok sayıda doğum yapmışsa, zor yada iri bebek doğumu yaşamışsa daha belirgindir.
Vajinal doğum da anormal durumlar konusunu okuyabilirsiniz.

SUDA DOĞUM HAKKINDA

Suda doğumda anne adayı sancısını havuzda çekip doğumu dışarıda yapabilir yada hem sancıyı hem doğumu suyun içerisinde yaşayabilir.
Burda suyun annenin doğumunu kolaylaştırıcı pek çok etkisi olmaktadır. Annenin suyun etkisiyle gevşeme ve rahatlaması, ağrıyı daha az hissetmesi , doğal oksitosin salgısının artması ve rahim ağzı açılmasının hızlanmasına yardımı olabileceği gösterilmiştir.
Su ısısı 35-37 derece arasında ayarlanır ve kullanılan küvet yada şişme havuzda gerekli sterilite şartları sağlanmış olmalıdır.
Annenin doğuma aktif katılabilecek bilgi ve doğum öncesi eğitimi almış olması gereklidir.
Anne adayının suda doğum yapabilmesi için riskli gebelik kategorisinde olmaması, bebeğin doğum kilosunun yüksek olmaması, annede obezite ve diyabet olmaması bebeğin kalp atışlarının normal olması gibi bir takım şartlar vardır.
Doğumu suyun içine olduğunda bebek anne karnına benzer bir ortama yumuşak geçiş yapar. Kordonu  kesilmediği sürece solunumu başlamadığı için suyu akciğerlerine çekemez.  Bebek 10-15 saniye içerisinde sudan çıkarılıp anne kucağına verildikten bir süre sonra kordonu kesilir.
Günümüzde giderek kullanımı yaygınlaşıyor olsa da bazı otoriteler güvenli olduğuna dair daha çok çalışma ve yayın gerektiğini savunmaktadırlar.