Skip to main content

Doğum Şekline Karar Verme

Özellikle ilk hamilelikte annenin gebeliği boyunca merak ettiği en önemli sorulardan biri doğum şeklinin ne olacağıdır.
Bu kararda anne yada bebekte vajinal doğuma engel olan sezaryen gerektiren bir sağlık durumu olup olmadığı asıl etkendir . Bunun yanında annenin isteği, psikolojisi, ağrıya olan toleransı, korkuları, çevredekilerin ve doktorun yönlendirmesi de etkili olur.
Vajinal doğumun anne ve bebek açısından pek çok olumlu yönleri olduğu, sezaryenin bir ameliyat olması nedeniyle olası risklerinin daha fazla olduğu ve sadece vajinal doğumun gerçekleşemeyeceği durumlarda başvurulması gerektiği kabul görmüş bir gerçektir. Bu nedenle aşağıda sıralanan tıbbi durumlar olmadığı sürece planlanan doğum şekli vajinal doğum olmalıdır.

Hangi durumlarda sezaryen gerekir?

  • Vajinal doğumun olamayacağı sezaryen gereken durumları üç grupta özetleyebiliriz.

1-Gebeliğin en başından sezaryen gerekliliğine karar verilebilecek durumlar

2- Gebelik seyrinde ortaya çıkan vajinal doğuma engel olan durumlar.

3- Vajinal doğum planlanıp başlandıktan sonra doğumun herhangi bir aşamasında sezaryene geçilmesi  gereken durumlar.

  • Bu durumlar şöyle sıralanabilir:

Doğum şeklinin sezaryan olması gerektiği gebeliğin en başından belli olan durumlar:

Anne adayının gebelikten önce geçirdiği bazı rahim ameliyatları;
Sıklıkla rahimden myom çıkarılması, doğuştan rahim anomalisi düzeltme ameliyatı gibi rahim duvarının kesilip tekrar dikildiği ameliyatlardan sonra vajinal doğum önerilmez.Çünkü kesilip tekrar dikilmiş olan rahim kası daha zayıf olduğu için kasılmalar sırasında yırtılabilir ki bunun anne ve bebek için hayati sonuçları vardır.
Anneden bebeğe vajinal doğum sırasında geçebilecek enfeksiyonların varlığı;

Annenin bazı viral enfeksiyonlarında vajinal doğum sırasında bebeğe doğum kanalından virüs geçiş riski  yüksektir, Bu nedenle   sezaryen tercih edilir. bu enfeksiyonlar;

-Annenin AIDS hastalığı olması yani HIV virüsü taşıması

-Doğum zamanı geldiğinde genital bölgede herpes (uçuk) enfeksiyonu lezyonları olması bebeğe HSV virüsü  geçişine sebep olur.

– Doğum zamanı geldiğinde genital bölgede siğiller olması bebeğe HPV virüsü  geçişine sebep olur.

( Bu enfeksiyon hastalıkları ile ilgili detaylı bilgi için riskli gebelikler başlığındaki ‘annede genital bölge enfeksiyonları’ konusunu okuyabilirsiniz).

  • Annede doğum yolunu tıkayan myomların varlığı;

Myomlar her zaman sezaryen için gereklilik değildir fakat rahim ağzına yakın yerleşmiş ve bebeğin doğum yolunu kapatıyorsa sezaryen ile doğum gerekir.

  • Annedeki bazı ek hastalıklarda;

Örneğin kalça kemiği yada omurga ile ilgili geçirilmiş bazı ameliyatlar yada anomalilerin varlığında, bazı kalp hastalıklarında, bazı psikiyatrik hastalıklarda,  ıkınmasının uygun olmadığı damar hastalıklarında, kafa içi kitlelerde… ilgili branş doktorunun görüşü de bu yöndeyse vajinal doğum yaptırılmaz.

Doğum şeklinin sezaryen olması gerektiği gebeliğin seyrinde belli olan durumlar:

  • Doğum zamanı geldiğinde bebeğin ters olması;

Bebeğin doğum kanalına başı dışında organlarıyla yerleşmesi sezaryen gerektirir. Bebeklerin %95 i doğum kanalına başı ile girer ki bu normal olanıdır. Bunun dışında yan geliş, ayak, kol gelişi, çene gelişi mutlaka sezaryen gerektirir. Makat gelişlerde bazı şartlar uygunsa vajinal doğum denenebilir .

  • Ultrasonda bebeğin tahmini kilosunun yüksek ölçülmesi;

Bebeğin tahmini doğum kilosu  gebelik diyabeti olanlar için 4000 gr, olmayanlar için 4500 gr üzeri ise sezaryen tercih edilir. Ultrason ile ölçülen kilo her zaman doğru olmayabilir, yanılma payı vardır.

İri bebeklerin vajinal doğurtulması sırasında bebek ve anne için oldukça riskli durumlar yaşanabilir.  Omuz takılması   dediğimiz doğum sırasında bebeğin başı doğduktan sonra omuzlarının ve gövdesinin doğmaması durumudur.  Bebeği çıkarmak için yapılan manevralardan dolayı bebeğin köprücük kemiği kırılabilir ve de kola giden sinirlerde hasarlanma olabilir. Bu durumda bebek hasar gören kolunu ve parmaklarını tam kullanamaz ve hasarın düzeyine göre bir süre fizik  tedavi alması gerekir. Bebeğin gövdesi doğurtulana kadar oksijensiz kalması sonucu, beyinde kalıcı  sekeller hatta bebek kaybı yaşanabilir. Ayrıca iri bebek doğumlarında annenin kontrolsüz doğum kanalı yırtılmaları ve doğum dikişleri, doğum sonu kanama beklenenden daha fazla olabilir. Makata kadar uzanan derin yırtıklara bağlı ilerde dışkı kontrolü sağlayamama gibi üzücü sonuçlarda yaşanabilir. Nadiren annede rahim yırtılması yaşanıp rahimin alınması gerekebilir

  • Bebeğin eşi yani plasentası ile ilgili anormal durumlar;

Plasenta previa; Plasentanın (bebeğin eşi olarak bilinen bebeği besleyen damarsal yapı) önde olması  yani rahim  ağzını kapatmasıdır. Bu durumda plasenta bebeğin yolunu kapatır, sezaryen şarttır. (Detaylı bilgi için riskli gebelikler konusunda plasenta previa başlığını okuyabilirsiniz).

Plasenta dekolmanı; Plasentanın bebek doğmadan önce rahim duvarına yapıştığı yerden ayrılması sonucu bebeğin hayati riske girmesidir. (Detaylı bilgi için riskli gebelikler konusunda plasenta dekolmanı başlığını okuyabilirsiniz).

  • Kordon sarkması;

Bebeği besleyen kordon damarlarının rahim ağzından sarkması durumunda acilen sezaryen gerekliliği vardır aksi durumda kordon bebek başıyla kanal arasında sıkışır bebeğe kan gidemez, bebek oksijensiz kalabilir hatta kaybedilebilir.

  • Annenin doğum kanalında darlık olması;

Annenin kemik çatısının uygun olmaması sezaryen gerektirir. Genellikle darlıklar son haftalarda doktor tarafından yapılan  kemik çatı muayenesi sırasında yada doğum sırasında  anlaşılır.

Ciddi olmayan darlıklarda bebek kilosu düşükse vajinal doğum denenebilir.

  • Çoğul (ikiz, üçüz) gebelikler;

Tek yumurta ikizlerinde sezaryen şarttır.

Çift yumurta ikizlerinde her iki bebek doğum kanalına baş önde pozisyonda yerleşmişse yada ilki baş ikincisi makat pozisyonda geliyorsa vajinal doğum düşünülebilir, fakat risklerinden dolayı tercih edilmez.

Üçüzlerde sezaryen şarttır.

  • Erken doğumlarda;

Gebeliğin  34-35 . haftasından önce bebeğin doğurtulması gereken bir durum oluştuğunda; gelişimini tamamlamamış prematüre bebeğin vajinal doğumu sırasında kafa içi kanama riski olduğu için sezaryen tercih edilir.

  • Bazı bebek anomalilerinde;

Bebekte anne karnında tespit edilmiş bazı anomaliler sezaryen gerektirir. Örneğin kafasının su toplayarak büyümüş olması, kuyruk sokumunda kese olması gibi.

  • Doğumun hızlı olması gereken bazı gebelik hastalıklarında;

Preeklampsi , eklampsi gibi yüksek yansiyonla seyreden hastalıklarda annenin tansiyonlarının bir an önce kontrol altına alınması için doğumun hızlı olması gerekebilir. Bu gibi hastalıklarda doğum başlamamış yada yeni başlamış ise, anne tansiyonları yüksek seyrediyorsa beklemek bebeği ve anneyi riske sokacağı için sezaryen gerekebilir. (Bu konuda detaylı bilgi için riskli gebelikler de annede hipertansiyon başlığını okuyabilirsiniz).

Doğum başlamışsa, hızlı bir vajinal doğum öngörülüyorsa, anne tansiyonları kontrol altındaysa vajinal doğum beklenebilir.

Doğum şeklinin sezaryen olması gerektiği doğum başladıktan sonra anlaşılabilen durumlar :

Vajinal doğum beklenen her kadında sonuç başarılı olmayabilir bu çok olağandır.

Bir doğumun vajinal yoldan olup olmayacağının cevabı bebek doğana kadar kesin değildir. Doğumun herhangi bir evresinde ( ki bu rahim ağzının tamamen açıldığı doğum masasındaki en son ıkınma aşaması bile olabilir) beklenenden farklı durumlar gelişip sezaryen gerekliliği doğabilir. Bu durumlarda bebek ve anne sağlığını korumak için yapılması gereken  doğum yöntemi sezaryendir.

  • Bebeğin kalp atım hızında düşme;

Doğum süresince NST dediğimiz cihazla bebeğin kalp atımları aralıklı olarak dinlenip kaydedilir. Bebeğin kalp atışında yavaşlamalar olması, doğum kasılmalarını tolere edemeyip strese girdiğini gösterir.

Bunun sebebini her zaman açıklamak mümkün olmaz. Örneğin bebeğin kordonu sıkışıyor olabilir, suyunu mekonyum (dışkı) ile kirletmiş olabilir…

Bu durumda vajinal doğuma devam etmek bebekte sekel kalmasına hatta bebek kaybına yol açabilir.

  • Doğumun ilerlememesi;

Kasılmalar düzenli olarak başladıktan sonra giderek rahim ağzının açılması ve bebeğin aşağıya doğru iniş gerçekleştirmesi gerekir. Eğer düzenli ağrıya rağmen açılma devam etmiyorsa yada bebeğin baş seviyesi değişmiyorsa sezaryen gerekir.

 Bu durumun sebebi olarak  bebeğin başını kanala uygun yerleştirememesi ,annenin kemik çatısının girişinin dar olması sonucu baş ve kemik çatı uyumunun olmaması, rahim ağzının ağrılara açılarak yanıt verememesi, bebeğin çatıya göre beklenenden iri olması sayılabilir. Doğum eyleminin uzaması anne ve bebek için bazı sıkıntıları beraberinde getirir. Bu durumda vajinal doğuma devam edildiğinde rahimde yırtılma, doğum sonu kanama, omuz takılması, bebeğe giden kan akımının bozulmasıyla bebekte oksijensizlik sonucu sekel kalması hatta kaybedilmesi söz konusu olabilir.

  • Suni sancıya yanıt alınamama

Bazı durumlarda doğumu suni sancı ile başlatmak gerekebilir. (Bu konuda detaylı bilgi için vajinal doğum halkında merak ettikleriniz başlığında suni sancı konusunu okuyabilirsiniz ).

Annenin günü dolduktan sonra hala doğum başlamamışsa, su  gelişine rağmen  kendiliğinden kasılmalar başlamamışsa, gebelikte ortaya çıkan bazı sıkıntılardan dolayı doğum başlamadığı halde bebeğin doğurtulması gerekiyorsa  ( örneğin bebeğin suyunun azalması, bebekte gelişme geriliği , annede kontrolsüz hipertansiyon gibi) suni sancıya başvurulabilir. Suni sancı için  verilen ilacın dozu yavaş yavaş kontrollü şekilde arttırılarak kasılmaların başlaması  beklenir.

Bazen uzun saatler hatta bir kaç gün denemeye rağmen rahim kasları ilaca yanıt vermez, kasılma  başlatılamaz ve sezaryen ile gebelik sonlandırılır.

  • Bebeğin mekonyum (ilk dışkısı) yaparak suyunu kirletmesi ;

Bu durum ancak  bebeğin su kesesi açıldıktan yani su gelişi olduktan sonra anlaşılabilir. Vajinal doğum sırasında su kesesi açılınca suyun kirlendiği görülürse , NST de bebeğin kalp atım hızında anormallik yoksa daha dikkatli ve yakın takiple vajinal doğuma devam edilebilir, sezaryen mutlaka gerekli değildir  Fakat bazı durumlara sezaryen gerekir , bunlar;

-Mekonyumun kalın-koyu olması (suyun daha yoğun kirlendiğini gösterir)

-Doğum eyleminin erken fazında olması  ve doğumun uzun süreceğinin öngörülmesi

-NST de bebeğin kalp atımında güven vermeyen bulgular yada düşmeler olmasıdır.