Gebelikte Sık Sorulan Sorular
Gebelikte cinsel ilişki sakıncalı mıdır?
Doktorunuz riskli gördüğü bazı durumlarda cinsel ilişkiye girmemeniz konusunda sizi uyarmadığı sürece gebelikte cinsel ilişki sakıncalı değildir.
Bu durumlar ilk haftalarda kanama ve düşük riski olması, gebelik süresince vajinal kanamalar, plasenta previa olması (bebeğin plasentasının rahim ağzına yerleşmesi anlamına gelir ; bebeğin eşinin önde olması olarak bilinir) , şiddetli ve inatçı vajinal enfeksiyon varlığı, rahim ağzı yetmezliği, erken doğum tehdidi , gebelik sırasında su gelmesi ilişkinin yasaklanacağı başlıca durumlardır.
Cinsel ilişki sırasında bebeğin zarar görme olasılığı yoktur çünkü bebek steril bir su kesesi içerisindedir, zarlar, rahim kasları ve rahim ağzındaki tıkaç ile korunmaktadır.
Sağlıklı gebeliği olan anne adayları için tüm gebelik boyunca kısıtlama gereği yoktur fakat bazı hekimler ilk aylarda düşük riski son aylarda erken doğum riski olabileceğini düşünerek kısıtlama getirebilir.
Cinsel ilişki sonrasında kanama olabilir, genellikle geçicidir bu durumda hastaneye başvurmak yerinde olur.
Gebelikte yolculuk sakıncalı mıdır?
Gebelikte doktorunuzun sizi uyardığı riskli bir durum olmadığı sürece kara yada hava yoluyla seyahati kısıtlamak gerekliliği yoktur.
Sağlıklı bir gebelikte bazı konulara dikkat edilerek çok uzun yolculuklar bile yapabilirsiniz .
Dikkat edilmesi gereken konular;
Özellikle uzun sürecek yolculuklarda saat başı, en çok iki saatte bir mola verip 10-15 dakika yürüyüş yaparak, otobüs yada uçağın içindeyseniz de koridorda yürüyüş yaparak uzun süre hareketsiz kalmamaya çalışın.
Yolculuk süresince idrarınızı tutmamaya çalışın, her molada mutlaka tuvalete gidin.
Yolculuk süresince çok ağır yiyecekler yemeyin , öğün de atlamayın, bol sıvı tüketin. Özellikle ilk üç ayda zaten var olan bulantı kusmanız şiddetlenebileceği için doktorunuza ilaç danışmanızda fayda vardır
Gebelikte uçak yolculuğu da güvenlidir. Sadece yolculuk öncesi hava yolu şirketinin gebelikle ilgili kurallarını öğrenmek yerinde olur.
Türkiye de hava yolu şirketlerinin kuralları şu şekildedir;
28 hafta gebelikten önce uçak raporu istenmez , fakat tedbir amaçlı “ kaç hafta gebeliğiniz olduğunun” yazılı olduğu doktor imzası bulunan bir belge yada rapor bulundurmak faydalı olur.
28-36 haftalar arasında kendi doktorunuzdan aldığınız “Uçakla seyahatinde herhangi bir sakınca yoktur” ibaresi yer alan rapor ile seyahate izin verilir. (ikiz gebelikler için 28-32 haftalar arasında)
36 hafta dolduktan sonra ise doktor raporu olsa dahi uçak seyahatine izin verilmez.(İkiz gebelikler için 32 hafta)
Gebelikte araba kullanabilir miyim?
Gebelikte araba kullanmanızda sakınca yoktur. Fakat son aylarda karnınız direksiyona çok yakın olacağından fren yada kaza anında sakıncalı olabileceği unutulmamalı ve mümkünse çok kısa mesafeli kullanılmalıdır.
Mutlaka direksiyonu yükselterek karnınızdan uzak bir mesafeye ayarlayın.
Emniyet kemerini bağlarken karnınızın üstünden değil altından , kalça ve kasığınızın hizasından geçmesine özen gösterin.
Gebelikte güvenlik kontrol kapılarından geçmek sakıncalı mıdır?
Havaalanı, alışveriş merkezi , müze vb giriş noktalarda güvenlik kontrolü için geçtiğimiz kapılarda X ışını yani radyasyon yoktur, sadece manyetik alan vardır. Bu nedenle bu kapılardan geçişin gebeliğe hiçbir sakıncası yoktur.
Bagajları ve çantaları koyduğumuz alanda X ışını vardır fakat bunun dışarı çıkması yada eşyalara geçmesi mümkün değildir.
Yine de hamilelikte bu kapılardan geçmeniz konusunda zorlama yapılmaz, istemediğiniz takdirde ayrıca güvenlik aramanız yapılabilir.
Gebelikte Röntgen,Tomografi, MR ve Ultrason sakıncalı mıdır?
Röntgen ve Tomografi X ışını ile çekildiği için yani radyasyon yaydığı için gebelikte uygun değildir.
Bu ışınlar yüksek dozda alınınca kansere, düşüklere ve bebekte doğumsal anomalilere yol açabilir.
Gebelik sırasında röntgen çekilmesini gerektiren tıbbî bir zorunluluk söz konusu olduğunda işlemin radyasyon dozu hesaplanarak ve anne adayına karnı koruyan kurşun yelek giydirilerek çekim yapılabilir.
Tomografi gereken durumlarda mümkünse onun yerine MR tercih edilir.
MR ve Ultrasonografi radyasyon içermez. Ultrasonografide ses dalgaları, MR da manyetik dalgaları kullandığı için gebelikte güvenli tetkiklerdir.
Gebelik takibinde ultrason uzun yıllardır kullanılagelmiştir ve zararı gösterilmemiştir. Yine de gereksiz kullanımdan kaçınıp sadece bebeğin gelişimini takip etmek için kullanmakta fayda vardır.
Gebeliğimi bilmeden Röntgen/Tomografi çekildim, gebeliği sonlandırmalı mıyım?
Yüksek dozda radyasyon alınınca kansere, düşüklere ve bebekte doğumsal anomalilere yol açabilir.
Yapılan çalışmalarda bebeğe zarar verebilecek radyasyon düzeyinin 5000 mrad (5 rad) üzeri olduğu tespit edilmiştir.
Örneğin karın filminde 100-200 mrad, akciğer filminde 1 mrad radyasyon vardır ve bu değerler sakıncalı değerlerin oldukça altındadır. Buna göre bebeğin zarar görmesi için yüzlerce akciğer yada diş filmi, 25 tane karın filmi çekilmiş olmak gerekiyor.
Yine de gebelikte mecbur kalmadıkça röntgen yada tomografi çekilmez .
Bazen gebelik fark edilmeden önce anne adayının çekildiği röntgen yada tomografinin bebekte sakatlığa yol açacağı endişesi gebelik sonlandırmayı düşündürebilir.
Fakat bu şekilde gebeliği fark etmeden çekilmiş olan bir röntgen filmindeki radyasyon dozunun çok düşük olduğu unutulmamalı bu nedenle gebelik sonlandırılmamalıdır.
Bir kaç film ve tomografi çekilmişse radyasyon dozu hesaplaması ve toplam doza göre karar verilmesi yerinde olur.
Gebelikte hangi ilaçlar güvenli, hangileri sakıncalıdır?
Gebelikte doktora danışılmadan ilaç kullanımı kesinlikle önerilmez çünkü ilaçlar anne kanından bebeğe geçiş gösterir ve bebek üzerindeki etkisi çok değişkendir.
İlaçlar gebelikte kullanım güvenliğine göre 5 kategoriye ayrılır;
A grubu ilaçlar: Yeterli ve iyi kontrollü çalışmalarla, ilacın bir risk oluşturduğuna ilişkin veri yoktur, güvenle kullanılabilir. Vitamin, mineral, takviyeleri ve tiroit ilaçları bu gruptandır.
B grubu ilaçlar: Hayvan çalışmalarında ilacın bebek için bir risk oluşturduğu gösterilememiştir , gebe kadınlarda yeterli ve iyi kontrollü çalışmalar yapılmamıştır yada gebe kadınlarda yapılan yeterli ve iyi kontrollü çalışmalarla herhangi bir risk olduğu gösterilememiştir. Gebelikte ihtiyaç duyunca kullanılan çoğu antibiyotik, ağrı kesici, mide bulantısı için kullanılan ilaçlar, alerji ilaçları, bazı tansiyon ve diyabet ilaçları, insülin, kan sulandırıcı iğneler… bu gruptandır. Gebelikte ağrı kesici ihtiyacı olduğunda paracetamol, , antibiyotik gerekliliği olduğunda alerji yoksa penisilin grubu ilk tercihimizdir, bunlar B grubu ilaçlar olup güvenli kabul edilir fakat doktorunuza danışarak gerekli ise kullanmakta fayda vardır,
C grubu ilaçlar: Hayvan çalışmalarıyla bebek üzerinde bir yan etki olduğu gösterilmemiştir , insanlarda yeterli ve iyi kontrollü çalışmalar yapılmamıştır ama anne için yararları olası riskinden daha fazla olduğunda kullanılabilir. Bu grup ilaçlara nadiren başvurulur.
D grubu ilaçlar: Çalışmalarda ilacın bebek için risk oluşturduğu yönünde kanıtlar vardır . Psikiyatrik ilaçların çoğu bu gruptandır.
X grubu ilaçlar: Hayvan ya da insanlardaki çalışmalar bebekte anomaliye yol açtığını göstermiştir , kesinlikle kullanılmamalıdır. Örneğin akne tedavisinde kullanılan retinoik ait, kolesterol düşürücü ilaçlar, kemoterapi ilaçları.. sayılabilir.
Gebelikte A ve B grubu ilaçlar sıklıkla kullanılır ve güvenli kabul edilir.
Gebelikte vitamin ve mineral takviyesi için ilaç almak şart mıdır?
Gebe bir kadının yeterli ve dengeli beslenmesi şarttır.
Fakat kendisi ve bebeği için artan ihtiyacı karşılamak ve gerekli tüm besin öğelerini alacak kadar ideal beslenmek çok mümkün olmayabilir. Bu nedenle bu takviyeleri genellikle öneririz .
Sıklıkla kullanılan takviyeler;
Vitaminler ( Folik asit, B vitamini, D vitamini…)
Mineraller ( Kalsiyum,Magnezyum,Demir… )
Vitamin+mineral kombinasyonları (A,B,C,D vitaminleri yanında kalsiyum, demir, iyot, bakır gibi mineralleri içeren ilaçlar en yaygın tercih edilenlerdir.)
Omega yağ asidi (somon balığı, krill canlısı yada havyardan elde edilen kapsüller )
Bu ilaçların kullanımının gerekliliği, anne adayının beslenme şekline göre değişebilir. Fakat her anne adayının alması gereken en önemli vitamin gebeliğin ilk 3 ayında folik asit takviyesidir.
Gebelikte diş tedavisi yaptırabilir miyim?
Gebelik dönemi anne adayı dikkat etmezse maalesef dişte çürük ve diş kaybının daha fazla olabileceği bir dönemdir. Bu olumsuzluğu azaltmak için ağız hijyeni ve diş temizliğine özen göstermeli, günde iki kez yumuşak bir diş fırçasıyla dişleri fırçalamalısınız. Ayrıca düzenli diş hekimi muayenesine gitmeniz ve gerekirse diş eti bakımı , diş taşı temizliği yaptırmanızda fayda vardır.
Dikkat edilmesi gereken bir konuda özellikle ilk haftalardaki kusmalar asitli mide sıvısının etkisiyle ağız hijyenini bozar, bakteri plağı ve sonuçta çürük oluşumunu arttırır. Kustuktan sonra dişleri fırçalamayı en azından ağzı suyla çalkalamayı ihmal etmemelisiniz.
Gebelikte diş eti kanamalarını normal karşılarız. Buna yönelik yumuşak kıllı diş fırçası ve hassasiyet giderici diş macunu kullanımı faydalı olur.
Yapılan çalışmalarda diş çekimi, implant yerleştirilmesi, kanal tedavisi ve dolgu gibi işlemlerin bebek üzerinde olumsuz bir etkisi gösterilmemiştir.
Sadece kanıtlanmış zararı olmamakla birlikte amalgam (metal) dolgular civa içeriğinden dolayı tercih edilmemelidir.
Diş hekimi dişteki problemin düzeyi ve kaç hafta gebeliğiniz olduğuna göre kullanacağı ilaçların seçimini yada diş röntgeni çekme gerekliliğine karar verecektir.
Cihazlar arasında fark olmakla birlikte, tek dişe yönelik çekilen diş röntgenlerinde kullanılan X ışını dozu düşüktür. Çekilen film sayısı kısıtlı tutulup, çekim sırasında karnınızı koruyan kurşun yelek giyildiği takdirde zararı yok denilebilir. Kullanılan X ışını dozu ve sakıncaları konusunda diş hekiminiz size bilgi verecektir.
Anne için aciliyeti olmayan tedaviler ertelenebilir fakat dişte enfeksiyon yada apse, ağrıya yol açan çürük gibi durumlar varsa vücutta bazı hormon ya da sitokin salgısını tetikleyerek gebelik için sakıncalı olabileceğinden tedavi ertelenmemelidir.
Bu durumlarda kadın doğum hekiminizin de onayıyla ,diş hekiminiz gebelik için uygun ağrı kesici, lokal anestezik ve antibiyotikleri kullanarak tedavinizi yapabilir.
Gebelikte havuz, deniz, küvet, hamam, kaplıca güvenli midir?
Gebelikte yüzme en çok önerdiğimiz sporlardan biridir. Özellikle yaz hamilelerinin bunu iyi değerlendirmesi gerekir. Anne adayının denize ve havuza girmesinde hiçbir sakınca yoktur. Tercihimiz daha temiz olduğu için deniz olmalıdır fakat bakımı yapılmış güvenli bir havuzun da hiçbir zararı yoktur. Havuzların temizlendiği klor bebeğe zarar vermez. Sadece dikkat edilmesi gereken noktalar ; havuz yada denizden çıkınca duş alıp ıslak mayoyu değiştirmek, gebelerde kramplar daha sık olduğu için özellikle açık denizde yalnız yüzmemek, havuza atlama gibi tehlikeli hareketlerden kaçınmak… olabilir.
Gebelerin küvette su doldurup yatarak duş almalarında sakınca yoktur, suyun vajenden içeri girmesi söz konusu değildir fakat yine de gebelik fizyolojisini düşünerek gebelikte ayakta yada oturarak duş alınmasını daha doğru olacaktır.
Hamam ve kaplıcalar sıcak su içermeleri nedeniyle güvenli değildir. Zararını gösteren yayınlar olmasa da sıcak suyun kasları gevşetmesi, damarları genişleterek tansiyonu düşürmesi gibi bazı etkileri gebelerde istenmeyen sonuçlara yol açabilir.
Gebeler gece nasıl yatmalıdır ?
Gebelikte karnınız büyüyüp rahatsız etmeye başlayana kadar istediğiniz şekilde yatabilirsiniz.
Yüz üstü yatmak bebeğe zarar vermez ama 20. haftadan sonra karnınız buna izin vermez.
Sırt üstü yatmanız özellikle son aylarda çok doğru değildir. Çünkü; gebelik ilerledikçe sırt üstü yatıldığında büyüyen rahim ve bebek, annenin kalbine dönen ana toplardamarlarına baskı yapar. Bu sırada annenin tansiyonu düşer ve de rahime giden kan akımı da azalır, buna bağlı bebeğe giden kan akımı da azalacaktır. Kısa süreli yada gece fark etmeden sırt üstü yatmaktan endişe etmeyin ama sırt üstü yatmak yerine tam yan olmasa bile karnınızı hafif sağa yada sola yatırmayı tercih edin. Bunun için özellikle son aylarda sırtınızın yan tarafına yastık koymak faydalı olacaktır.
En ideal olan sol yana yatmaktır. Bu durumda, hem bebeğe giden kan akımı artar, hem de annenin böbreklerinden idrar daha rahat süzüleceği için vücutta ödem azalır.
Sağ yan yatmak da tercih edilebilir.
Yatınca reflü şikayeti olanlar için vücudun belden yukarısını birkaç yastıkla yükseltmek (şezlong pozisyonu) faydalı olur.
Horlama ve uyku apnesi varsa başın altına iki yastık koyulabilir.
Gece istediğiniz rahata ulaşamıyorsanız özel üretilmiş ‘gebe yastıklarını’ deneyebilirsiniz.
Gebelikte yasal haklarım nelerdir?
Ülkemiz iş kanununa göre çalışan her gebenin doğum öncesi 8 hafta ve doğum sonrası 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta yasal izin hakkı vardır.
Çalışan anne adayları için 32. hafta önemlidir. Çünkü 32. haftada doktoruna başvurarak ‘ doğum öncesi izne ayrılacağını’ yada ‘ çalışmaya devam edebileceğini’ belgelemek zorundadır.
Her anne adayının gebeliğin 32. haftasından sonra doğum öncesi izne ayrılma hakkı vardır. 32. hafta geldiğinde siz çalışmak isterseniz ve doktorunuz da bunu uygun bulursa “çalışmasında sakınca yoktur” şeklinde rapor verir. Bu şekilde çalıştığınız süreyi doğum sonrasına izin olarak aktarma hakkınız vardır. En fazla 5 hafta daha çalışarak bu 5 haftayı doğum sonrasına aktarabilirsiniz çünkü 37. haftadan sonra çalışmak isteseniz bile çalışamazsanız , yasalar gereği işvereniniz suçlu olur. 37. haftada doğum iznine ayrılmak zorundasınız.
haftada çalışabilir raporu almışsanız ,fakat 37 hafta gelmeden kendinizi kötü hissederseniz yada gebelikte bir sorun çıkarsa izin hakkınızı kullanabilirsiniz, 37. Haftayı beklemek zorunda değilsiniz. Bu durumda 32 haftanın üzerinde çalıştığınız süre doğum sonrası izninize eklenir.
37 haftadan daha erken doğum yapanlarda, Doğum öncesi kullanamadığı süre doğum sonrasına aktarılır.
İkiz gebeliklerde rapor haftada verilir.
haftadan önce gebelikle ilgili çalışamayacağınız durumlar olduğunda doktorunuz tarafından istirahat raporu 20 güne kadar düzenlenebilir. Daha uzun istirahat etmeniz gereken tıbbi durumlarda birkaç doktorun onayının gerektiği heyet raporu düzenlenir.
Gece mesaisi olan yada nöbet tutulan mesleklerde çalışanlar için iş kanununda; kadınların gebe olduğunun doktor tarafından tespitinden itibaren doğuma kadar gece çalışmamaları hükmü yer almaktadır.
Gebelikte oruç tutabilir miyim?
Bu sorunun “gebelikte oruç tutmakta hiçbir sakınca yoktur, tutulabilir” yada “kesinlikle tutulamaz” gibi net bir cevabı yoktur.
Gebeler sağlık durumlarına, kendilerini nasıl hissettiklerine, gebeliklerinde ek risk faktörleri yada ek hastalıkların varlığına, iş hayatında olup olamadıklarına, günlük aktivitelerine, mevsime, oruç süresine, bizlerin ya da din adamlarının verdiği bilgilere göre kendileri ve bebekleri için en doğru kararı verebilirler. Bu kararda en önemli görüş annenin ve bebeğin sağlık durumunun en yakın takipçisi olan kendi doktorunuzdan alınmalıdır.
Gebelikte oruç tutmanın gebelik ve bebek gelişimi üzerine kötü etkisi olduğunu gösteren bir veri yoktur.
Fakat oruca bağlı olarak annenin kan şekerinin düşmesinin ve sıvı tüketilmemesinin anne vücudunda bazı olumsuz etkileri olur. Metabolizmadaki bu değişiklikler bebeği de etkileyebilir. Annede baygınlık hissi, tansiyon düşüklüğü, bitkinlik, ağız kuruluğu, sinirlilik gibi semptomlar çıkarken bebekte hareket azlığı, bebeğin suyunda azalma söz konusu olabilir.
İdeal olan anne adayının gün içinde 3 ana 3 ara öğün yaparak kan şekerinin stabilitesini sağlaması ve tüm besin gruplarından dengeli olarak almasıdır. Ayrıca gün içinde en az 2 litre su tüketmesi çok önemlidir. Uzun saatler açlık ve susuzluğun ardından fazlaca yemek yiyerek metabolizmaya yüklenmek gebelik fizyolojisine uygun değildir. Bu sefer hazımsızlık , reflü gibi şikayetlere ek annede yeterince beslenmezse kilo kaybı görülebilir yada vücutta kendini korumak için yağ depolama eğilimi olup gereksiz kilo alımı da olabilir. Bebeğin gelişimi için gerekli kalori, vitamin, mineral, protein ve sıvı yeterince alınamayabilir.
Özellikle oruç süresinin uzun olduğu yaz aylarında bu olumsuz etkiler daha belirgin hal alır.
Dinimizde gebe ve emziren kadınlar için kurallar yumuşatılmış, tutulamayan orucun kaza yapılmasının yada fitre verilmesinin dinen uygun olduğu belirtmiştir.
Oruç tutmak isteyen anne adaylarına önerim mutlaka sahura kalkması, gün içinde çok ayakta ve sıcakta kalmaması, iftarla sahur arasında bebek için gerekli, besleyici olan besin gruplarını tüketmeye gayret etmesi, gereksiz karbonhidrat ve yağlı yemeklerden kaçınması,iftar yemeğini bir kaç parçada yemeye çalışması, en az 2-3 litre su tüketmesi, doktoruna bu konuda bilgi vererek vitamin ve mineral takviyeleri almasıdır.
Gebelikte grip olursam ne yapmalıyım?
Gebelikte grip daha ağır geçebilir . Bu nedenle yaşanan basit bir soğuk algınlığı mı yoksa tedavi edilmesi gereken ciddi bir bakteriyel yada viral bir tablo mu anlamak gerekir.
Basit soğuk algınlıklarında başta su olmak üzere bol bol sıvı tüketmek, nane limon , Ihlamur gibi güvenilir bitki çayları tüketmek, bol bol sebze, meyve ve protein içeren besleyici öğünler yapmak, istirahat etmek ilk yapılması gerekenlerdir.
Doktorunuza danışarak vitamin takviyesi, bitkisel bazı ilaçlar ,bitkisel boğaz pastilleri , nefesi açan nane yada okaliptüslü krem ve yağlar, tuzlu su içeren burun spreylerini güvenle kullanabilirsiniz. Size tavsiye edilebilecek bitkisel karışım yada çayları doktorunuza danışmadan kullanmayın.
Gebelikte gribal semptomların süresi uzamış, 5-6 günü geçmişse, balgamlı yada uzamış öksürük varsa, göğüs ağrısı , nefes darlığı varsa, burun akıntınız şeffaf değil de daha yeşilimsi ve iltihabi görüntüdeyse, bademciklerin şiştiğini hissediyorsanız en önemlisi de ateşiniz yükseliyorsa hastaneye başvurmalısınız.
Hastaneye başvurduğunuzda burun, boğaz ve akciğer muayenesi yanısıra bazı kan testleri, boğaz kültürü, burun salgısından alınan sürüntüde virüs taraması gibi testlerle enfeksiyonun kaynağı araştırılır. Bunun bakteriyel , viral olmasına göre antibiyotik yada antiviral ilaçlar reçete edilebilir. Özellikle yüksek ateş durumunda hastanede müşahade gerekebilir.
Gebelik , gribe daha kolay yakalanmaya, daha ağır geçirmeye ve zor iyileşmeye zemin hazırlayan bir durum olduğu için önemlidir.
Bebeğinizin durumu da değerlendirilecektir, genellikle çok şiddetli enfeksiyon ve yüksek ateş olmadıkça basit soğuk algınlığından bebeklere zarar gelmez. Fakat yüksek ateşle giden ciddi bir enfeksiyon tablosu bebek için de anne için de hayati önem taşır.
Kış aylarında gripten korunmak için toplu taşıma araçları, alışveriş merkezleri gibi kalabalıklardan uzak durmaya çalışmak, bulunduğumuz odayı havalandırmak mümkünse nemlendirmek, yakınımızda grip olan kişilerle aynı ortamdayken maske kullanmak, ellerimizi sık sık yıkamak, meyve ve sebze açısından zengin beslenmek önerilebilir.
Ayrıca gebelerin sezonunda yani Eylül – Kasım ayları arasında grip aşısı yada herhangi bir zamanda boğmaca aşısı yaptırmalarımda sakınca yoktur.
Gebelikte saç boyatmak sakıncalı mıdır?
Sık karşılaştığımız bu sorunun cevabı konusunda doktorlar arasında görüş farklılıkları olabilir. Kimi doktorlar sadece organların oluştuğu ilk 3 ayda izin vermezken; tüm gebelik boyunca izin veren yada vermeyenler de vardır.
Bu konuda görüş birliği olmamasının sebebi boyanın zararlı yada zararsız olduğunu gösteren çalışmalar olmamasıdır.
Zararlı olduğunu savunan hekimler saç boyalarının içerisinde pek çok kimyasal katkı maddesi içerdiğini ve bunun az da olsa saç derisinden emilerek kana karışıp bebeğe geçebileceğini ifade ederler.
Sakıncalı olmadığını söyleyen hekimler ise bu maddelerin zehirli kimyasallar olmadığını, saç cansız bir hücre olduğu için saçtan boyanın kana geçmeyeceğini, saç derisinden emilen miktarın ise çok önemsiz olduğunu savunurlar.
Biz kadın doğumcuların sık sık görüşüne başvurduğumuz bir kurum olan Amerikan Obstetrisyenler ve Jinekologlar Derneği (ACOG) kılavuzlarında hamilelikte saç boyatmanın sakıncalı olmadığı belirtilmiştir.
Benim önerim saç boyalarının gösterilen bir zararı olmasa da gebelik süresince saçı mümkün olduğu kadar seyrek boyatmak, özellikle organ gelişim ayı içerisinde (ilk 3 ay) boyatmamak yada sadece saç uçlarını boyatmak, bitkisel ve amonyağı çok düşük olan kaliteli markaları tercih etmek olacaktır.
Söz ettiğim görüş farklılıkları nedeniyle kendi doktorunuza danışmanızda fayda vardır.
Gebelikte cep telefonu, bilgisayar, mikrodalga fırın kullanımı sakıncalı mıdır?
Günlük hayatımıza fazlaca girmiş bu elektronik cihazların gebelikte anne yada bebek üzerinde zararlı olduğunu gösteren bir çalışma yoktur ve zararsız kabul edilmektedir .
Yine de tüm bu cihazların hayatımıza girmesinin geçmişi çok eski değildir ve tedbirli davranmak adına mümkün olduğu kadar az mikrodalga fırın kullanmak ve cep telefonu ile konuştuğumuz ve geçirdiğimiz vakti kısa tutmak, karnımızın üzerine gelecek şekilde cepte taşımamak doğru olacaktır.
Gebelikte sigara ve alkol kullanımı sakıncalı mıdır?
Gebelik boyunca sigara ve alkol kullanımı oldukça sakıncalıdır.
Zararların ne olduğu konusunda detaylı bilgi için Riskli gebelikler konusunda alkol ve sigara kullananlarda gebelik başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.